Uzun süren uçak yolculuklarında saat farkı iklim farkı metabolizmamızı da etkilemektedir. Bilindiği gibi gövde, biyoloji ile ilgili saat dediğimiz, gece uyuma ve gündüz faal olmaya ayarlı doğal bir ritme sahiptir. Bu denge bir sebeple bozulursa uyarı dağınıklığı, takâtsizlik, halsizlik, iştahsızlık gibi problemlere yol açıyor. Seyahat yurtdışına olacaksa gittiğimiz ülkenin mutfak kültürü, yemekleri de bizi oldukça etkilemekte ve yeri geldiğinde olumsuz tablolarla karşımıza çıkmaktadır.
Seyahatlerimde yediklerime nasıl uyarı edebilirim?
Yolculuğa çıkmadan önce hafif bir şeyler yemelisiniz, fazla tok ya da aksine çok aç karnına olmamanız gerekir.Uçakta maruz kalınan basınç, su kaybına neden olur. Akışkan kaybına sebep olan içeceklerden; alkol, kahve, nehir, kafeinli içeceklerden uzaktan durmalısınız.Uçak yolculuğu esnasında salata ya da kepekli ekmeklerle hazır sandviçleri yemeniz daha sağlıklı öğün tercihi olacaktır.Yola çıkmadan önceki son öğün karbonhidrat bakımından varlıklı, protein bakımından yoksul olsun. Jet-Lag etkisinden kurtulmak için seyahatin bittiği gün ise hafif yiyecekler tüketin. Ertesi sabah kahvaltıda protein bakımından varlıklı olan süt, peynir, yumurta gibi besinlere yer vermeye itina gösterin ve bol akışkan alın.
Herhangi bir metabolik rahatsızlık veya hamilelik gibi bir durum varsa yolculuk öncesi doktorunuzla görüşmeniz muhtemel riskleri en aza indirmenize tezgâhtar olacaktır.Yolculuk edeceğiniz yerin mutfağı konusunda mutlaka evvelden bilgi edinin. Mesela, Çin mutfağının tatlı, tuzlu, ekşi, acı bazen birkaçının yan yanlamasına geldiği yoğun lezzetleri, kullandıkları soya yağı damak tadınıza uymayabilir. Singapur kültüründe böcek ağırlıklı besin, açıkta pişirilen yiyecekler. Filipinlerde ama egzotik meyveler veya öteki Uzakdoğu mutfağında bulunan deniz ürünleri yosunlar gıda alerjisine, zehirlenmesine neden olabilir. Eğer Türk mutfağından fazla bambaşka beslenme alışkanlıkları olan ülkelere gidiyorsanız tadı, kokusu, görünüşü de değişik olan, içeriğini bilmediğimiz, açıkta satılan, iyi pişmemiş, ham besinleri tüketmeyiniz. Hijyen kurallarına o kadar uyarı edilmeyen bölgelere seyahatlerinizde ise, şişede satılan sular, kutuda satılan ve bilinen marka meyve sularını seçim etmeli, çok sıcak da gelse nasıl hazırlandığını bilmediğiniz buzları içeceklerinize ek etmeyiniz.
Havuzlardan, denizden, klimalardan bulaşacak hastalıklar konusunda da bilinçli edinmek gerekir. Seyahatlerde en çok gözlenen hastalıklar; turist isalleri, kolera, karahumma, zatürre gibi hastalıklardır. Seyahatler esnasında ayrıca kabızlık gibi bağırsak problemleri de yaşanabiliyor. Meyve tüketerek, lifli gıdalar ile beslenerek ve bol su içerek bu sorunu çözebilirsiniz.Avrupa- Amerika gibi batı mutfak kültürünün hâkim olduğu yerlerde veya nüfusun kozmopolit olduğu büyük şehirlerde, özellikle 5 yıldızlı otellerde, birkaç mutfak kültürünün ürünlerini seçme imkânınız olacağından o kadar sorun yaşamazsınız. Burada ise sorun açık büfe ürünleridir. Her şey dahil programı çerçevesinde sunula, 24 saat ikram edilen yiyecekler, limitsiz alkol, yeme sınırlarınızı ve beslenmenizi kötü etkiler. Seçimlerinizde kontrollü olmanız gerekir. Ara öğünlerde krema, mayonez, cips, dip soslarından, kuruyemişlerden ve aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınmanız gerekir. Meyve ve yoğurtlar, aşırıya kaçmamak kaydıyla kuru kayısı, ceviz, kepekli bisküvi gibi besinler ara öğünler için idealdir. Yolculuk esnasında bu yiyecekleri bulmak baskı oluyor ise bavulunuza bir-iki paket koyabilirsiniz. İki esas öğünden birinde sebze tercih edilmelidir. Burada yemek seçiminizi ızgara-haşlama gibi pişirme yöntemlerinin uygulandığı tarzda seçmelisiniz. Domuz eti içeriğinden çekiniyorsanız, balık-tavuk gibi seçenekler, salat, haşlanmış sebze ve meyve ağırlıklı seçimler yapmanız daha uygun olur. Öğün atlamamaya itina göstermelisiniz.Güne iyi bir kahvaltı ile başlamak gerekir. Tereyağlı omletler, yağ içeriği fazla yüksek peynirler ve şarküteri ürünleri yerine, az yağlı peynir, haşlanmış yumurta, salatalık, domates veya taze meyve, yulaf, müsli gibi kahvaltılık tahıllarla süt veya yoğurt ilavesini seçim edebilirsiniz. gerçi siz sürprizlere hazırlanmış olun, çoğu ülkede kahvaltı alışkanlıkları da çok farklıdır. Örneğin; Fransızlar peyniri kahvaltıda yok de yemek yemek sonrası tüketiyorlar, İspanyollar iki defa kahvaltı ediyorlar, Uzakdoğu da ise güne pilav yiyerek hatta balık yiyerek başlıyorlar.Yarım pansiyon konaklamalı tatillerde, genel olarak yapılan yanlış iki öğüne tartı verilip, ara öğünlerin geçiştirilmesi oluyor. Özellikle akşam öğünlerinde açık büfe servislerinin yapıldığı organizasyonlarda, denetim edilmeyen arzu duygusu ile ağır yağlı ve tatlı yiyecekleri tüketme eğilimi artıyor. Unutmayın, sık ve azar azar beslenme metabolizmayı hızlandırdığı gibi, kan şekerinin denetleme edilmesini de sağlar.Fazla vakit ayrılamayan öğle öğünlerinde, makarna, pizza gibi yiyecekleri tek başlarına başka gıda ilaveleri olmadan tüketebilirsiniz veya ağır soslar içermeyen, limon ve baharatlarla tatlandırdığınız salata ya da hindi etli, ton balıklı, yeşillikler ek edilmiş, kepekli ekmekler veya tam tahılla hazırlanmış sandviçler de iyi birer tercih olabilir. Her porsiyonu dev kaloriler içeren fast food menülerinden uzakta durmanız en içten hareket olur. Akşam ise nitelikli proteinler tüketmeli, ızgarada pişmiş et, balık, tavuğun yanında makarna, pilav yerine salata, haşlanmış sebze, yoğurtlu mezeler, zeytinyağlı sebze seçeneklerini değerlendirmeli, yemek yemek üzerine meyve seçim edebilirsiniz.Kabuklu deniz mahsullerinin kalori ve kolesterol değerleri çok yüksektir. Belki bir öğün ile kısıtlamak koşulu ile tatilde bu özgürlüğünüz olabilir.Alkolü de kontrollü tüketmek gerekir. 2 kadeh ile kendinizi sınırlamanız uygun olur. Eğer ölçüyü kaçırırsanız, ertesi gün bol su tüketin, ana öğünlerde balık, potasyumdan zengin koyu yeşil yapraklı sebzeler yiyin, ara öğünlerde ise meyveye ağırlık verin. Sebze potasyum açısından yüksek olduğu için lenf dolaşımınızı düzene sokar ve alkolün vücuttan hızla atılmasına yardımcı olur. Ayrıca o gün diğer içki tüketmemeye özen gösterin.